Ya da ben gücendim hayata,bilemiyorum.
Bildiğim,çocukluğumu özlediğim.
Hem de delicesine bir özlem içimdeki..
Nedeni mi? Kısaca şöyle:
Ben küçükken hayattan tek beklentim,dışarıya hemencik gölgenin gelmesiydi.Çünkü
benim güzel annem ancak o zaman izin verirdi sokağa çıkıp oynamama.Aksi halde
başıma güneş geçermiş,hasta olurmuşum dahası...Üzerime titrerdi benim güzel
annem.(Hala öyle)Ben de durum böyle olunca dakika başı kapı aralığından güneşin
evine çekilip çekilmediğini kontrol ederdim.Ufacık bir gölgeye rastlasam annemin
yanında alırdım soluğu bir heyecan.Annem öyle kolay ikna olmazdı tabi,kendi de
emin olmalıydı doğruluğundan.Ve her seferinde ben daha henüz gölge gelmemişken
dışarıya tam anlamıyla erken sevinmiş olurdum.Bu o zamanlar yaşadığım en büyük
hayal kırıklığımdı benim.Şimdilerde anlıyorum ki ''gölgenin geldiğini sanmak,ama
aslında gelmediğini anlamak' en güzel hayal kırıklığımmış benim.En güzel..
Hal böyle olunca insan çocukluğuna dair yaşanmış her birşeyi daha bir özlüyor daha bir.
Ve ben hal böyle olunca 'çocukluğumu özlememe sebep olan bazı insanları' sevemiyorum artık.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder